İbralaşmak; helalleşmek veya aklanmak için tarafların sözleşmeden doğan sorumluluklarını yerine getirdiğini ispatlamak için düzenlediği belgeye ibraname denir. Bizi ilgilendiren kısmı ise işveren ile çalışanı arasında düzenlenen ibranamedir. Bu aynı zamanda 4857 sayılı iş kanununa göre bağlayıcılığı vardır.
İbraname ile ilgili hükümler 6098 sayılı borçlar kanununun 132 ve 420 maddeleri dahilinde hüküm ifade temektedir.
B.K. 132) MADDE 132- Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.
B.K. 420 ) MADDE 420- Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur. İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.
Yukarıdaki kanun maddelerine bakarsak düz mantıkla bir problem yokmuş gibi görünüyor olsa dahi problem buradan sonra başlıyor.
Yukarıdaki maddelerin Türkçe meali; İbraname yazılı olmalıdır.
İbraname, sözleşme sona erdikten en erken 1 ay sonra imzalanmış olmalıdır.
İbra konusu alacağın türü ve miktarı açıkça belirtilmiş olmalıdır.
Ödeme noksansız yapılmış olmalıdır.
Ödeme banka kanalıyla yapılmış olmalıdır.
Yukarıdaki şartları taşımayan ibraname mahkemelerce Borçlar Kanuna Göre kesin olarak hükümsüz kabul edilir. Alacağın tamamının ödenmediği ibranameler veya ibranamede beyan edilen alacakların ödendiğini gösterir diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olmak üzere makbuz yerine geçer. Yalnız bu durumda dahi, ödemenin banka kanalıyla yapılmış olması şarttır. Yani bankadan yapılmayan ödemeler ibraname açısından hiçbir değer ifade etmezler.
Her şey güzel anlaşılır ancak! “İbraname, sözleşme sona erdikten en erken 1 ay sonra imzalanmış olmalıdır.” hükmü ne demek anlayan varsa beri gelsin. Bu hükmü yazanların uygulamadan bir haber olduğu ve Türkiye Cumhuriyetinde yaşamadığı aşikar. İşveren çalışanı ile ibralaşacak ödemelerini yapacak ancak çalışan bir ay sonra gelip ibranameyi imzalar ise o zaman hüküm ifade edecektir. Hangi çalışan parayı aldıktan sonra işyerine gelip ibraname imzalar ya da her işten çıkarılanın bir ay yaşama garantisi var. Buradan anladığım Kanun koyucuların işi problem çözmek yerine problem üretmek olmalı ki avukatlar ve mahkemeler boş kalmasın mantığıdır.
Buradaki maksat Borçlar kanununun diğer maddelerinde gizlidir. Şöyle ki; İşten çıkarılan çalışanların işe iade dava açma süresi otuz gündür. İşten çıkarıldıktan sonra süresinde işe iade davası açmayanlar hak düşürücü sebeplerden dolayı işe iade davası açamayacakları için bu tarihten sonra gelip ibraname imzalayacaktır.
Oysa Kanun koyucu “İbraname sözleşme sona erdikten en erken 1 ay sonra imzalanmış olmalıdır” Şeklinde ifade kullanınca çalışan işe iade davası açmasa dahi elindeki ibranamenin hükümsüz olduğunu iddia ederek mahkemelere koşmaktadır. Hal böyle olunca işveren işçi davaları sayesinde hukuk sürekli meşgul. Gereksiz meşgul edilen hukuk nedeniyle vatandaş geciken adaletten şikayet etmekten usanmıyor.
Yapılması gereken; BK. 420 maddesindeki ilgili bölüm ibra sözleşmesinin yazılı olması, İş akdi fesih edildikten sonra ibralaşan çalışanlar otuz gün içinde işe iade davası açma hakkına sahiptir, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. şeklinde yazılmış olsaydı mahkemeler gereksiz dosyalar ile zaman kaybetmezdi avukatlarda kendilerine yapacak başka bir iş bulurdu.
Sevginin kurduğu devleti ADALET devam ettirir. – Farabi
ADALET güzeldir. Fakat devlet büyüklerinde olsa daha güzeldir. Hadis-i Şeirf
İBRANAME
İşverenin;
Unvanı :
Adresi :
SGK Sicil No :
İşçinin;
Adı Soyadı :
TC. No. :
İkametgah Adresi:
Telefon No :
Banka Hs./İban No :
ÖDEME TÜRÜ BRÜT TUTAR TL. NET ÖDENEN TL.
Kıdem Tazminatı
İhbar Tazminatı
Yıllık İzin Ücreti
Ücret/Maaş Alacağı
Fazla Çalıma
Hafta/Resmi Tatil Çalışması
İkramiye ………
İşyerinde çalışmaya başladığım …./…./…….. tarihinden işten ayrıldığım tarihe kadar yapmış olduğum çalışmalarımın karşılığında hak ettiğim ve yukarıda kalemler halinde gösterilen yasal haklarımın karşılığı olan miktarda parayı aldım. Yukarıda belirtilen bilgiler ile banka hesap numarası doğru olup bana aittir.
Yukarıda kalemler halinde gösterilen ve toplam tutarı ……………………………………. TL olan tutar tarafıma ödenmiş olup işverenden her hangi bir şekilde; ücret, fazla mesai, fazla çalışma, bayram v resmi tatil ile yıllık ücretli izin alacağım kalmamıştır. Bundan böyle maddi ya da manevi başkaca bir talepte bulunmayacağım beyan ve taahhüt etmekle birlikte işverenimi geçmiş ve geleceğe dönük ibra ederim.…./…../20….
İmza
İşçi Adı Soyadı
T.C No
Bir yanıt bırakın