Banka üzerinden mal alımı yapılan firmalara ödenen ödemeler(havale,eft,çek vb.) Tek başına , vergi incelemesinde ve vergi davalarında mükellefi kurtarır mı ?
Şu aralar ‘’ mal aldığın veya mal sattığın firmalara/firmalardan ödemelerini banka üzerinden al / yap sıkıntı yaşamassın’’ cümlesini çok sık duyar olduk. Peki bu böylemidir yoksa şehir efsanesi midir? Ve bu mal alımı yaptığımız firmaların fatura üzerinde gösterilen kdv’sini indirim konusu yapabilir miyiz?
Değerli okurlar, belirtmek isterim ki yazılarıma genelde hep soru işaretiyle başlama sebebim, bu sorulara hepimizin muhatap olduğu , bizimde aklımıza takılan soru ve sorunlar olmasıdır. Tamamen yazılarımı kanuna boğmadan herkesin anlayacağı şekilde yazmaya çalışmamdan kaynaklanmaktadır.
Bilindiği üzere, mal/hizmet alım veya gider yapılan faturaların defter kayıtlarımıza intikal ederek fatura üzerinde belirtilen katma değer vergisinin indirilebilmesine olanak sağlayan esas, vergiyi doğuran olay kapsamında sayılmıştır. Şöyle ki; 3065 sayılı katma deger vergisi kanununun 10. Maddesinin (a) bendinde, mal teslim ve hizmet ifası hallerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması vergiyi doguran olay kapsamında sayılmıs, 29. Maddesinin 1. Fıkrasının (a) bendinde de, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi islemler üzerinden hesaplanan katma deger vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma deger vergisini indirebilecekleri hükmüne, 34. Maddesinin 1. Bendinde ise “yurt içinden saglanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma deger vergisi, alıs faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek sartıyla indirilebilir” hükmüne yer verilmistir.
Bu hüküm çerçevesinde, mükellefler tarafından alınan faturaların veya benzeri vesikaların, ekonomik ticari ve teknik gereklere uygun olması durumunda emtia ve gider olarak kullanılması ve kdv’sininde indirilmesi mümkün olacaktır.
Peki yazımın giriş cümlesinde belirttiğim üzere, bu mal veya hizmet alımlarını yapmış olduğumuz kişilerin idarece re’sen terk ettirilmiş, vergi inceleme raporlarında muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemiş(naylon fatura) veya özel esaslara girmiş olmasından dolayı mal/hizmet sattığı yerlerinde bu belgeleri kullanmış olması durumunda, ödemelerini banka aracılığı ile (havale,eft,çek vb.) yapmış olması durumunda bu belgeleri kullanan mükellefler kendilerini garantiye almış olur mu?
Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 tl’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur. ( vuk mük. Madde257/1-2 – vuk genel tebliğ sıra no:459) denilmektedir ve buna uymayanlar için vuk 257 md. göre özel usulsüzlük cezası gerekmektedir.
Özetleyecek olursak, mal/hizmet alımı yaptığınız firmalara yapmış olduğunuz ödemeler sizi vuk 257 md.’de belirtilen özel usulsüzlük cezalarından kurtaracaktır. ( T.c İstanbul 7. Vergi mahkemesi 2019/2026).
Fakat, mal/hizmet alımı yapmış olduğunuz firmaların somut bir şekilde vuk’ta belirtilen vergi incelemesine yetkili memurlar tarafından tespit edilmesi veya yargı mercilerin bu tespitleri onaylaması durumunda banka üzerinden yapmış olduğunuz ödemeye ilişkin (çek, banka) argümanlarının tek başına teslim ve hizmet ifasının ispatı olarak alınamayacağı açıktır. ( Bim 1. Vdd, E. 2017/959 k. 2017/1268 t. 11.7.2017)
Sonuç olarak, banka üzerinden yapılan ödemeler, tek başına ispat niteliğinde olmadığından sürekli duyduğumuz ‘’ben ödememi banka üzerinden yaptım bana bir şey olmaz’’ cümlesi birazda olsa şehir efsanesine dönüşmektedir. Unutulmamalıdır ki, vergi davalarında her incelemenin konusu kendine özgü olduğundan, her dava dosyasını kendi kapsamı içinde değerlendirerek dosya kapsamını bütünüyle değerlendirmek gerekir.
Bir yanıt bırakın