Daha önceki yazılarımda da dediğim gibi zordu benim ülkemde kadın olmak… Hele birde hayat arkadaşını erken kaybetmişsen çok daha zordur…
Hem acıların en büyüğünü yaşamak hem de hayatın devam ettiği gerçeği ile hayallerin yarım kalması, gelecek kaygısı ve de ne yapacağını bilememek… Hem kadın olmak, hem anne, hem baba… Zordur hayatın tüm yükünü tek başına omuzlamak.
Yakın zamanda birebir tanık olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. Çevremde ikamet eden Y.B malulen emeklilik talebinde bulunmuştur. Ancak malulen emeklilik maaşı bağlanana kadar maalesef hastalığına yenik düşmüştür. Y.B’ nin eşi G.B yi dinlerken tutulan yasın aslında çok derin ve göründüğünden çok daha ağır olduğunu anlamaya başlıyorsunuz. Eşinin rahatsızlığı döneminde doktor, doktor gezip hem maddi hem manevi sıkıntılar yaşarken aynı zamanda maluliyet işlemleri ile ilgili sürekli bir eksiklik hali oluşmuştur. Bir an önce maaş bağlansın da en azından maddi olarak rahat nefes almayı beklerlerken maalesef oda pek mümkün olmamış. Evet Y.B nin malulen emeklilik talebi kabul edildi ama ne acıdır ki o öldükten sonra… Bu durumda olan binlerce vatandaşımız var. Yakalandığı amansız hastalıkla savaşırken karısının çocuklarının hayatlarının güvende olduğunu görmeyi bekleyen, maalesef göremeden göçüp gidenler… Bu kadar zor olmamalı ‘’malul’’ olup da malûliyet aylığının bağlanması… Yaşadıkları durum esasında sosyal bir sorunu işaret ediyor. Sosyal Güvenlik Sistemimizin işleyişindeki bürokrasilerden kaynaklı vatandaşlarımız sıkıntılar yaşamaktadırlar. Zaten kabullenmesi zor bir süreçten geçerken bir tarafta bitmek bilmeyen bürokratik işlemler bir tarafta da gözünün önünde eriyip giden diğer yarın. Bir de maddi sıkıntıların eklenmesi ile yaşananlar daha ağır bir hal alıyor. Erkek veya kadın olsun kabullenmesi güç olan bu durum kadın için toplumsal rolün etkisiyle daha da zorlu bir hale geliyor. Bundan sonrası için beyninden geçen milyon sorular, gelecek korkusu, sosyal ve kültürel baskılar… Bu kadar zor olmamalı kadınlarımızın yükünü bir nebze hafifletmek, kimseye muhtaç etmeden kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak, bu zorlu süreçte yalnız olmadığını hissettirmek… Kadınlarımız geleceğe kaygılı gözlerle bakmamalı, devletin sunmuş olduğu hakları bilerek ümitle yaralarını sarmalı. En büyük güç olan devlet gücünün yanında olduğunu bilmeli…
Aslında söylenmesi gereken çok şey var ama uzun lafın kısası maluliyet işlemlerini aylarca tamamlayamayacaksın ve vatandaş malul olduğu hastalık sebebinden dolayı vefat edecek, daha sonra biriken maaşları vermiyoruz diyeceksin. Malulen talep verildikten sonra maaş bağlanmadan ölüm halinde hak sahiplerine beklenen süreye ait biriken maaşlar ödenmezmiş. ‘’Maluliyet şahsa aittir hak talep edemezsiniz’’ bunu ben demiyorum ne yazık ki SGK müdürlüğü söylüyor. Hazırlamış olduğum bu yazı sonucunda hiç şüphem yok ki sağ duyulu bürokratlar derhal konu hakkında açıklayıcı bir genelge ile yaşanmakta olan bu dramı sonlandıracaklardır.
Unutmayalım ateş düştüğü yeri yakar.